İşgalci Türk devleti aylar öncesinden duyurusunu yaptığı işgal planının yeni bir aşamasını sessiz sedasız 16 Nisan’da Metîna’ya dönük saldırıyla başlattı. Saldırılara karşı Kürt halkının onuru olan gerilla işgalcilere ilk yanıtlarını eylem gücüyle verdi.
Kentlerden ilk tepkiler ise, Rojavalı halklarımız, Türkiye ve Kuzey Kürdistan, Avrupa’nın çeşitli kentlerinden halklar sokağa çıkarak “Bijî berxwedana gerilla” haykırışlarıyla tepkilerini gösterdi. Türkiye kentlerinde ise milislerimiz eylemleriyle faşizme yanıt vererek, gerillamızın direnişine güç verdi. İşgal saldırılarına karşı sokağa çıkan, kadınları, halklarımızı, milislerimizi selamlıyoruz.
Faşist AKP/MHP rejimi 31 Mart yerel seçimlerinde yaşadığı büyük hezimetin ardından faşist Erdoğan aracılığıyla Kürt halkımıza dönük saldırıların mesajını vermiş hemen seçim sonrası bu kapsamda ki hazırlıklarını hızlandırmıştı. Saldırılara ilk yanıtı iradesi gasp edilmek istenen Van halkı vermişti. Van Serhildanı kısa sürede Kuzey Kürdistan’ın ve Türkiye’nin çeşitli kentlerinden eylemlerle desteklenmiş büyütülmüştü. İrade gaspına karşı hızla gelişen halk tepkisi faşizme geri adım attırdı. İrade gaspı karşısında bu saflaşma Türkiye/Kuzey Kürdistan birleşik mücadelesi bakımından önemli bir kazanım olmuştur. Kürt halkının kazanımlarının tasfiyesi, gerillayı imha amaçlı saldırı konsepti yürürlüktedir. Metîna’ya dönük saldırılar da bunun bir devamıdır.
İŞBİRLİKÇİ KDP TARİH KARŞISINDA HALKIMIZA HESAP VERECEK
Metîna’ya dönük başlatılan işgal saldırısı 2015 tasfiye/imha konseptinin devamıdır. Faşist Türk devleti bu planda yalnız değildir. Bir kere daha Kürt halkının direnişi ve gerillanın yenilmez iradesi karşısında emperyalistler, gerici bölge devletleri bir hizada buluşmuş imha/tasfiye saldırılarında ortaklaşmışlardır. Bu ortaklıkta KDP işbirlikçi tutumunu ironik biçimde ortaya koymuştur. KDP/Barzani ailesi AKP/MHP ile burjuva sınıf çıkarlarında ortaklaşmıştır. Bunun içinde Kürt halkına ve gerillaya dönük yaptığı/yapacağı hainliğin sonu yoktur. Bugüne kadar gerillanın imhasına dönük faşist Türk devletine (saklayıp gizlemeden) türlü istihbarat, lojistik, teknik destek sunmuştur. Faşist Tayyip Erdoğan, Irak’taki görüşmelerinin ardından Güney Kürdistan yönetimince karşılanmış, KDP işbirlikçi tutumunu sokakları Türk bayraklarıyla donatacak kadar en pespaye biçimde bir kez daha sergilemiştir. Türk devletinin, gerillayı imha ve Güney Kürdistan’ı işgal planında ki ortaklığını bir kere daha ayan beyan ortaya koymuştur. KDP’nin bu pratiği Kürt halkı tarafından asla unutulmayacaktır.
KÜRT HALKI DİZ ÇÖKMEDİ, DİZ ÇÖKMEYECEK
İşgalci, faşist Türk devleti Metîna saldırısına paralel biçimde Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da, Belçika’da emperyalistlerle iş birliği içinde Kürt yurtsever basına ve kurumlara dönük saldırılar başlattı. Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de basın emekçileri gözaltına alındı. Kürt kurumlarına dönük bu faşist baskılar işgal planlarının bir parçasıdır. İşgal saldırıları karşısında Van Serhildanı’nda olduğu gibi halklarımızın, kadınların, gençlerin vereceği tepkileri, işgal karşıtı seslerin duyulmasını engellemek, faşizme karşı yükselen sesleri önlemek amaçlanmaktadır.
Emperyalistlerin ve faşist Türk devletinin bildiği bir gerçeği bir kere daha hatırlatmayı borç biliriz; Ne Kürt halkı ve gerilla ne de büyük bedeller ödenerek elde edilen Kürt basın geleneği faşist baskılar karşısında bugüne kadar diz çökmedi, çökmeyecek. Onurlu, baş eğmez bir geleneğin sürdürücüsü yurtsever basın faşizmin, inkârcı rejimin saldırıları karşısında dimdik ayaktadır. Gerilla faşizme karşı savaşta en ileri cephede askeri teknik ve taktik gelişkinliğiyle birlikte faşizme aman verdirmiyor. Halklarımızın saldırılar karşısında ilk andan itibaren verdiği tepkiler anlamlıdır, kıymetlidir.
TARİHİ DİRENİŞTE YER ALIN! FAŞİZMİ YENELİM
Şimdi bu tepkiler; yaygınlaştırılmalı, güçlendirilmeli, büyütülmelidir. Bilinmelidir ki bu imha saldırıları sadece gerilla ve Kürt basınıyla sınırlı kalmayacaktır. Van halkının iradesini gasp etme amaçlı saldırı nasıl ki birleşik mücadele ile püskürtüldüyse; imha konsepti de birleşik mücadele cephesinden verilecek güçlü yanıtlarla püskürtülebilir. Bu nedenle sosyalist, feminist, demokratik kadın hareketinin eşitlik ve özgürlük mücadelesinin seslerinden olan, Kürt yurtsever basınla dayanışmayı büyütmek aynı zamanda söz, ifade ve eylem hakkının gaspına karşı da bir mücadeleyi kapsamaktadır.
Bizler Kadınların Birleşik Devrim Hareketi olarak, bulunduğumuz tüm alanlarda, dağlarda, kentlerde, işgalci, faşist, erkek egemen devletin saldırılarına karşı sokaklarda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Onurun, iradenin sesi olarak dağlardan yükselen gerillamızın savaşım kararlılığıyla birlikte milislerimizle kentlerde savaşımı yükselteceğiz. Faşist AKP/MHP rejiminin yaşadığı hezimeti kentlerden, dağlara savaşımı büyüterek derinleştirecek 16 Nisan’da yeni bir aşama olan işgal savaşını başlattığına pişman edeceğiz.
KBDH Genel Konseyi
28-04-2024