Kıpkızıl, kor gibi yanan yürekleriyle yürüdüler ölüme… Ne faşizmin terörü ne de zindanları alıkoyamadı onları mücadeleden.
Tutsak düştüklerinde bile, düşmanın karşısında “Devrim yapmaktan geliyorum” diyecek bir cesaret ve iradeyle, ideallerine sarsılmaz bir inanç ile kuşanmışlardı.
İnsanlığın ve emekçilerin zaferine öylesine bir inançtı ki onlarınki; ölüme gülerek gidecek bir cüret ve kararlılıktaydılar.
Son nefeslerini verirken zaferi çoktan kazandıklarını, yaktıkları ateşin komünizme kadar yanacağını bilecek bir bilinçle tekmelediler sehpayı.
Denizler, Türkiye ve K. Kürdistan birleşik devriminin öncüleri, ilk gerilla önderleri, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin kararlı savaşçıları oldular. Egemenler Denizlerin ve onların devrimci kuşağının yarattıkları devrimci kopuşun ne anlama geldiğinin farkındaydılar. Denizler devrim için ileri atıldılar, kitlelere özgürlük ve kurtuluşun zora dayalı devrimle geleceğini gösterdiler.
Faşizm, Denizleri katlederek onların devrimci savaşımını yok edeceğini; devrimci halklara kesin bir gözdağı vereceğini; emekçi halkları korkutup sindireceğini sanmıştı. Egemenler istedi ki yaktıkları meşale bir daha yanmasın. Yalnızca Denizlerin adlarının hatırlanmasını değil; kapitalist sömürü ve faşizm karşısında korkmuş bir toplum hayal etmişlerdi. Tarihten silinmeye mahkum her ezen sınıf kendi düşmanları -devrimciler- için aynısını dilememiş miydi ki?
İdamlarının 52. yılında Denizler ve onların devrimci savaşçı kuşağı emekçi halklar tarafından her zamankinden daha fazla hatırlanıyor, mücadeleleri daha bir sahipleniliyor. Emekçi kitlelerin özlemle ve bilinçle andığı devrimciler olarak onlar, pratik mücadelenin bayrağı, zaferi muştulayan simgesi haline dönüştüler. Savaşı büyüten devrimci güçler, onların devrimci atılımını örnek alırken, korkusuzca zafere doğru yürüyor. Emekçi kitleler attıkları her adımda, her yerde Denizleri ve devrimimizin büyük önderlerini selamlıyor, onların resimlerini taşıyor, yaşamlarını bilmeyenlere anlatıyor, düşmanın karşısına onların şiarlarıyla çıkıyor.
Ölümsüz devrimci önderlerimiz, aradan geçen yarım asra rağmen kitlelerce daha sıkı şekilde sahipleniliyorsa; bu sahiplenme, birleşik devrimimizin gücünden, mücadelemizin dayandığı sağlam temellerden ve sosyalizmin insanlığa sağladığı değerlerden alıyor. Denizler ve onların devrimci kuşağı da devrimci pratikleriyle devrimin, sosyalizm mücadelesinin yürekli ve fedakar savaşçıları olduklarını kan ve can bedeli gösterdikleri için birleşik devrimimizin büyük önderleri olarak tarihe kazındılar.
Denizleri Anmak, Onlar Gibi Savaşmaktır!
Deniz, Yusuf, Hüseyin; faşizmin korkusu, halklarımızın devrimci önderleri, emekçilerin kurtuluşunun umudu birleşik devrimimizin simgesi ve özgürlük savaşımızın ölümsüz cüretkar savaşçıları oldular.
Bizler Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak birleşik devrimimizin önderlerine dün olduğu gibi bugün de sahip çıkmaya devam edeceğiz. Denizleri ve onların devrimci mücadelesini anmak ve onları sahiplenmek, ancak Denizler gibi savaşmaktan, onlar gibi her zorluğa göğüs gererek mücadele etmekten, kararlıca ilerlemekten geçer.
Birleşik devrimimizin önderlerini anmak, mücadelelerini güçlendirmek bugün her zamankinden daha önemli. Kapitalist dünya yıkılıyor. Tüm dünyayı derinden sarsan bu gerçeklik faşist devleti de sarsıyor. Ekonomik, politik, toplumsal kriz, buhran halini almış durumda. İşsizlik artıyor, sefalet ve yoksulluk derinleşiyor. Emperyalist kapitalist sistemin yarattığı çürüme ve tüm ağır toplumsal sorunlar çığ gibi büyüyor.
Dünya çapında egemenler, politik egemenliklerini ayakta tutmak için faşist teröre başvuruyorlar. En “demokratik” ülkelerde bile kitlelere karşı, yoğun saldırılar gerçekleştiriliyor. Filistin halkıyla dayanışmak için yapılan eylemlere yönelik faşist terör bu gerçekliği göstermekte, kitlelerin mücadelesi geliştikçe saldırılar daha da yoğunlaşmaktadır.
Türkiye ve K. Kürdistan halkları da bu faşist terörle uzun yıllardır yaşamakta. Kitle katliamları, yoğun tutuklamalar, her türlü demokratik eyleme, işçi direnişlerine dönük sistemli saldırılar artarak devam etmekte. Saldırılara karşı halkların direnişi güçlenerek büyüyor.
Emperyalist kapitalizm, egemenliğinin elinden kayıp gittiğinin bilincinde. İktidarını korumak için yürüttükleri savaşlarına daha yenilerini eklemek için hazırlanıyorlar. Dünya halklarına karşı açtıkları savaşı kaybettiklerini gördükçe daha da azgınlaşıyorlar. Gazze’de Filistin halkına karşı gerçekleştirilen siyonist soykırım en acımasız şekilde devam ederken, dünya halklarının mücadelesi ve direnişi de gelişiyor. Gerek Filistin halkı gerekse dünya halkları ayağa kalkmış, her alanda mücadeleye devam ediyor. ABD emperyalizmi kendi evinde üniversite gençliğinin militan dayanışma eylemleriyle sarsılıyor.
Faşist T.C de bu savaşlara Rojava’ya ve Medya Savunma Alanları’na dönük yürüttüğü saldırılar ve savaş ile eklemleniyor. Bu şekilde kaçınılmaz sonundan kurtulmaya çalışıyor. Gerillanın ve halklarımızın etkin mücadelesi düşmana ağır darbeler vuruyor. Faşizmin surlarında gedikler açıyor.
Böylesi yoğun devrimci mücadele günlerinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan yoldaşları anıyoruz. Denizler ve onların devrimci kuşağı yaktıkları ateşle, yürüttükleri kararlı savaşım ve sarsılmaz irade ile bizlere ışık oluyorlar. Bugün onlar gibi ileri atılmanın, faşizmi yıkmanın zamanıdır.
Denizler, Mahirler, İbrahimler ve Mazlumlar bizlere yürünecek yolu gösterdiler. Faşizmi yıkmak, özgürlük ve kurtuluşu kazanmak en acil, güncel görevimizdir.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi, işçi sınıfı, kadınlar, devrimci Kürt halkı, gençlik ve toplumun tüm devrimci güçleriyle birleşik devrim yolunu yürümeye hazır!
Koşullar uygun, tüm devrimci halklar ayağa kalkın!
İdamlarının 52. yılında Deniz, Yusuf, Hüseyin yoldaşları saygı ve özlemle anarken onlara verdiğimiz zafer ve devrim sözümüzü yineliyoruz.
Selam olsun faşizme karşı savaşanlara, Denizler gibi ileri atılanlara!
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan yoldaşlar ölümsüzdür!
FAŞİZMİ YIKACAĞIZ, ÖZGÜRLÜĞÜ KAZANACAĞIZ!
YAŞASIN HALKLARIN BİRLEŞİK DEVRİM HAREKETİ!
HBDH Yürütme Komitesi
06.05.2024