Burjuva devletlerin tarihleri, ezilen halklara dönük katliamlar tarihidir. Halklara karşı işlenmiş suçlarla doludur. Faşist Türk devleti de katliamlar üzerinden kuruldu. Türk devleti kurulduğu günden bugüne, ezilen halklara; Ermenilere, Kürtlere, Süryanilere, Alevilere dönük katliam ve yok sayma politikası uygulamaktadır. Devrimci-sosyalistlere dönük katliam bir devlet politikası haline getirildi. Son 40 yıllık zaman dilimin de onlarca katliam yapıldı.
Gerici faşist devlet, inkâr ve yok sayma üzerine inşaa edilince, Ermenilerin, Kürtlerin ve Alevilerin kendilerini ifade etmeleri ve örgütlenmeleri, kültür ve dilleri yasaklandı. Halkların inkarı üzerine kurulan Türk devletinin inkarcı, asimilasyoncu politikası devam ediyor. Bu politikanın sonucu, Kürtlere karşı onlarca katliam yapıldı. Aleviler her on yılda bir kıyımdan geçirildiler. Faşist devlet katliam politikasını bugünde Rojava ve Başur Kürdistanı’nı da içine alarak sürdürüyor.
Aralık ayı halklarımıza dönük yapılan katliamlarla belleklere kazındı. Maraş’ta Alevi inancından halkımıza dönük yapılan vahşet, katliam, Roboskî’de Kürt halkımıza yapılan katliam belleklerde unutulmaz izler bıraktı. Katliamlara rağmen Alevi halkımız ne eşitlik, özgürlük taleplerinden vazgeçti ne Kürt halkımız ulusal özgürlük mücadelesinden…Ne Aleviler yok edildi, ne Kürtler.
12 Eylül faşist darbesi öncesi Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da devrimci mücadelenin, işçi sınıfının mücadelesinin ivme kazandığı bir dönemdir. Devrimci örgütler, işçi ve emekçiler içinde örgütlenmesini geliştirdiği, gelişen mücadeleye öncülük etmektedir. Devrimci mücadele; devletin varlığını yok saydığı, inancını ve ibadetlerini yasakladığı Alevi kitleleri içinde gelişme göstermekteydi. Devrimci mücadelenin gelişmesini ve kitlelerin uyanışını engellemek için; MHP’li sivil faşist güçler/kontrgerilla eliyle bir katliam örgütledi. Başka illerden toplanan ve silahlandırılan militarist güçler, 19- 24 Aralık 1978 yıllında bir haftaya yayılan bir katliam yapıldı. Anne karnındaki bebekten, ninelere ve dedelere varan Alevi halkımız katledildi. Yetmedi, binlercesi yurdundan sürüldü. Mülklerine el konuldu. Maraş’ta bu katliamı yapanlar, hesap vermediler. Tetikçi katil sürülerinin bazıları bir süre hapis yattı. Sonrası ise milletvekili, bürokrat ve yönetici olarak ödüllendirildi. Devletin örgütlü olarak yaptığı bu katliamı, dönemin başbakanı Ecevit, MİT yetkilileri ve başkaca devlet bürokratı yaptıklarını itiraf ettiler. Maraş katliamı aynı zamanda, 12 Eylül 1980 Askeri darbenin bir gerekçesi yapıldı
Kürt halkımıza dönük, sayısız katliamlar yapan faşist devlet, 28 Aralık 2011 yılında Uludere’nin Roboski köyünde 17’si çocuk 34 Kürt’ü katletti. Roboski katliamı, ‘En iyi Kürt ölü Kürt’tür’ faşist Türk devletinin politikasının sonucudur. Köylüler, çocuklarının, parçalanmış bedenlerini torbalara doldurup, katırlarla köye taşıdı. Roboskî katliamı, Kürt halkımızın içinde derin bir yara bıraktı. Faşist Türk Devleti’nin Kürt ulusuna dönük bu katliamı ne ilkti ne de son oldu. Roboskî’de Kürtleri, uçaklarla paramparça yapan, Türk ordusunun Hava Kuvvetleri Komutanları, dönemin Türk Ordusu Genel Kurmaya Başkanı, komuta kademesi ve faşist Erdoğan ve ekibi hesap vermedi. Daha önceki ve sonrası yapılan katliamlarda olduğu gibi Roboskî’de de halkımız suçlanmaya ve katiller korunmaya deva edildi.
Faşist devletin bir politika olarak benimsediği bu katliamalar, bugünde yeni biçimlerde sürüyor: Bu saldırılarla, halkların, iradesini kırmayı, haklı mücadelelerinden vazgeçirmeyi hedefliyor. Kuzey Kürdistan’da Kütlere, Alevilere diğer ezilen halklara karşı uyguladığı, katliam ve yok sayma politikasını, bugünde Rojava Kürtleri ve Alevi halkımızı, Hıristiyan inancından halkları eğitip donattığı SMO çeteleri ile katlediyor. Roboskî’de olduğu gibi savaş suçu işliyor. Başur’da, Şengal’de, devletin Kürt düşmanlığı sürüyor. Nerede olursa olsun, Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Asuriler, Süryaniler, Êzîdîler, ezilen halklar, inançlar adına en küçük bir kazanıma tahammül edemiyor. İnkar, asimilasyon, tasfiye politikasıyla iç içe sürüyor.
Devam eden bu katliamları, halkların birleşik mücadelesi ancak durdurabilir. Türkiye- Bakur, Rojava ve Başur’da yaşayan halklarımız, güçlerini birleştirmeliler. Halkların birleşik mücadelesi ile faşist katliam politikalarına barikat olmalılar. Katillerden birleşik mücadele ile hesap sorabiliriz. Maraş ve Roboski katliamlarının yıl dönümünde Suriye ve Kuzey ve Doğu Suriye’de halklara dönük yeni katliamlara, işgal saldırılarına karşı faşizmden hesap sormak için direnişi büyütmeye sokağa, eyleme, hesap sormaya çağırırız. Faşizmi yeneceğiz. İleri!
HBDH Yürütme Komitesi – 24 Aralık 2024