Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) olarak sömürgeci, faşist irade gaspına karşı Van’da başlayan Kuzey Kürdistan ve Türkiye’ye yayılan büyük halk direnişini coşkuyla selamlıyoruz. Bu büyük halk direnişini kutluyoruz. ‘Rüzgar eken fırtına biçer’ diye bir söz vardır. Evet bu büyük halk direnişinin arka planında aynı zamanda büyük mücadele ve direnişler geliştiğini de buradan tekrar hatırlatmak isteriz.
25 Kasım’dan 8 Mart ve 21 Mart Newroz’a uzanan süreçte Türkiye ve Kürdistan’da kadınlar ve halklarımız önemli bir politik kararlılık sergilemişti.
Aynı zamanda özgürlük yürüyüşleri, aynı zamanda işkenceci, polis terörüne karşı devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin önemli direnişleri gerçekleşmişti. Kazanılan mevzileri korumak, sokakları tutmak, özgürlük, adalet ve eşitlik mücadelesini geliştirmek için Kürdistan ve Türkiye halkları büyük bir kararlılıkla sokaklarda yerini almıştı. Dolayısıyla da bu büyük halk direnişinin köşe taşlarını oluşturan pek çok unsur var. Gerek emek sömürüsüne, gerek cins sömürüsüne, gerek sömürgeci faşizme karşı büyük bir mücadele bu büyük halk direnişini muştulamıştır. Aynı zamanda gerilla ve milis saflarında yürütülen büyük direnişte büyük ilham kaynağıdır.
Çünkü bugün bu halkların evlatları faşizme ve sömürgeciliğe karşı devrimci savaş alanlarını tutmaktadır. Özgür alanları savunmaktadır. Başur Kürdistan’da Medya Savunma Alanlarında, Kuzey Kürdistan dağlarında ve kentlerde gerillanın kahramanca büyük direnişi ve yaratıcı eylem taktikleri bu büyük direnişi besleyen bir yerde durmuştur.
Faşist Türk burjuva devletinin ordu güçlerine çetelerine karşı verdirdiği kayıplar gerillanın bu zafer yürüyüşü halkımızın mücadelesini de aynı zamanda besleyen bir yerde durmuştur.
Yine milislerimizin Türkiye ve Bakur Kürdistan kentlerinde ortaya koyduğu envai çeşit farklı mücadele araçlarından beslenen bir dizi çeşitli eylem çeşitleri de bu direnişin önemli bir sacayağı olmayı hak etmiştir.
Dolayısıyla önümüzdeki sert mücadele koşullarına hazırlıklarımızda devam etmektedir. Elbette ki ufkumuz faşizmin geriletilmesiyle sınırlı değildir. Ya da erkek egemenliğinin geriletilmesiyle sınırlı değildir. KBDH olarak sürecin başından itibaren büyük bir netlikle şunu ifade ettik. ‘Faşizmi ve erkek egemenliğini yıkacağız. Özgürlüğü kazanacağız’. Evet özgürlüğün kazanılmasının yolu ancak güçlü bir devrimci direnişten geçecektir. Bugün Van halkı ve Türkiye- Kürdistan halkları da sokaktaki dişe diş mücadelesiyle de bunu ortaya koymuştur. Çünkü bu aynı zamanda devrimci direniştir. Devrimci-demokratik bir mücadelenin iz sürücüsüdür.
Önümüzdeki süreç bir dizi zorluğu kendi içersinde taşıyor. Faşist Türk burjuva devleti yeni saldırılara hazırlanıyor. Bugün yüzde 2 lik bir azınlığı temsil etmektedir. Yüzde 2 lik burjuva sermaye sınıfı milyonları baskıyla, zorbalıkla yönetmeye çalışıyor. İşsizlik, yoksulluk son sınırlarına varmaktadır. İşçilerin, emekçilerin, ezilenlerin üçte ikisinin yoksulluk sınırında yaşadığı, üçte birinin açlık sınırında yaşadığı koşulda Türk burjuva sermayedar sınıfının burjuva temsilcileri ise milyarlarca dolarlık servetleriyle keyif çatmaktadır. Böyle bir eşitsizlik, böyle bir adaletsizlik, böyle bir sömürü düzeni içersinde elbette ezilen halkların, ezilen cinslerin ve onların öncülerinin en kararlı direnişçi bölükleri hedeftir. Çünkü Türk burjuva devleti iktidarını korumak ve sağlamlaştırmak derdindedir. Faşist Türk burjuva devleti, kendi varlığını korumanın tek yönteminin zorbalık ve devlet terörü olduğunun bilincindedir. Çünkü azınlığı temsil etmektedir. Çünkü bizler çoğunluğu temsil etmekteyiz. Çünkü o haksızdır. Çünkü biz haklıyız. Çünkü onlar onursuzluktan, işkence düzeninden, sömürü düzeninden, katliam düzeninden kendini yaşatmakta ve var etmektedir. Bizler ise direnişin onur mücadelesinin, özgürlüğün, temsilcisiyiz ve bizlerde kendimizi buradan var etmekteyiz.
Kısaca kimi tarihi günlere atıfta bulunmak isteriz. Bunlardan bir tanesi, faşizme karşı verdiği yanıtla Türkiye halklarının gezi halk ayaklanmasıyla yarattığı tarihsel dönemeçtir.
Yine bunlardan bir tanesi sömürgeciliğe karşı Kürt halkımızın ortaya koyduğu öz yönetim direnişleridir.
Yine Kürdistan halklarının ortaya çıkardığı Rojava halk devriminin aynı zamanda Kobanê direniş zaferinin muştulayıcısı olan bu direnişin zaferini yaratan Bakur Kürdistan ve Türkiye halklarının mücadele deneyimi de bu tarihselliğin önemli köşe taşları olmayı başarmıştı.
Evet bu tarz tarihsel dönemeçler bugün hala devam etmektedir. Bugün hala devam etmektedir. Büyük Van halk direnişi de bu tarihsel momentte dönemeci olmayı hak etmiştir.
KBDH olarak, kadınlara ve halklarımıza çağırımız bu direnişi daha büyük kazanıma evriltmektir.
Evet gerilla alanlarına yönelik faşist saldırganlığa karşı, evet Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimine ve Rojava devrimine karşı gelişecek olan işgal saldırılarına karşı birleşik halk mücadelesini, birleşik kadın mücadelesini büyütelim.
Büyük halk direnişini, bugün şovenizme, ırkçılığa, faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadeleye kanalize edelim.
Evet, Rojava halk devrimi aynı zamanda MSA alanlarındaki muazzam gerilla direnişimiz büyük bir kararlılıkla, büyük bir yoldaşlıkla savunulmalıdır. Ve savunulacaktır. Faşizme geçit vermeyeceğiz! Sömürgeciliğe geçit vermeyeceğiz!
Evet bedel ödeye ödeye, şehitler vere vere bu mücadele mutlaka ama mutlaka kazanacaktır.
Son olarak şunu belirtiyoruz. Bimre Koletî! Bijî Azadî!
Kahrolsun faşizm ve sömürgecilik!
Kürdistan ve Türkiye devrimimiz mutlaka kazanacak!