Türkiye ve Kürdistan kentlerinde, direniş ve mücadele çağrılarıyla yakılan Newroz ateşi, her sene olduğu gibi bu sene de baharı müjdelemekte. Birçok Asya halkı için tarih öncesinden bu yana kurtuluşun bir simgesi haline gelmiş Newroz; bugün, siyasi ve kültürel kırım kıskacına alınmış olan Kürt halkının, faşist zulme karşı direnişi yükselttiği bir gün olmaya devam ediyor. Binlerce sene önce, Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı yaktığı ateş, nasıl ki bir isyan çağrısı olarak yükseldiyse; bugün, devrimci öncünün kentlerde ve kırlarda verdiği mücadele de mevcut faşist iktidara karşı bir isyan çağrısı olarak yükseliyor.
Bu sene Newroz, bir yerel seçim cenderesi içerisinde gerçekleşecek. Çok yönlü yoğun kriz koşullarında ve ağır faşist saldırılar altında yapılacak olan bu seçime giden günlerde, son on senede yaşanmış olanlardan çok da farklı bir şey yaşandığını söylemek zor. Ancak yaşanmakta olan her şey gün geçtikçe daha da ağırlaşıyor. Açlık artık kitlesel olarak yaşanıyor. Sömürü had safhalarda. Zulüm hız kesmeden devam ediyor. Faşist baskı ve terör gündelikleşerek yaşamın tümüne sirayet etmiş durumda. Ataerki neredeyse her gün bir kadını katlediyor! Tüm bunların yetmediğini düşünen faşist iktidar ise yapılacak olan bu yerel seçimlerden sonra çok daha büyük bir taarruza hazırlanıyor!
Bu taarruzun en önemli kollarından birisi, kuşkusuz, Kürt halkına ve onun haklı mücadelesine yöneltilen saldırılar olacak. Seçimlerden sonra, olasıdır ki, yasal alanda, halihazırda sürmekte olan operasyonlar daha da hızlanacak. Esas itibariyle bir işkence merkezi olan tüm zindanlardaki özgür tutsaklara, çok daha yoğun baskılar uygulanacak. Kayyım uygulamasıyla iradesi zaten gasp edilmiş olan Kürt halkının, bu seçimlerde kazanacağı belediyeler de aynı şekilde kayyım tehlikesi altında olmaya devam edecek. Rojava Kürdistan’da, başta sivil üretim ve enerji tesislerine yapılan saldırılar devam ederken; Başur Kürdistan’a daha önce görülmedik kapsamda işgal harekatları düzenlenecek.
Son on senedir, tüm bu ve benzeri saldırılarla, “çöktürme planı” adı altında siyasal olarak imha edilmeye çalışılan ve son üç senedir Kürt halk önderi Abdullah Öcalan şahsında mutlak bir tecride tabii tutulan Kürt halkı, bu saldırıları, Newroz’dan aldığı güçle karşılamaya hazırlanıyor. Her sene olduğu gibi bu sene de, gerillanın kırlarda yürüttüğü direnişin ve zindanlarda başlayan ve hala sürmekte olan açlık grevlerinin sesi, tüm meydanlarda yankılanacak. Gerillanın ve özgür tutsakların sesi, bu meydanlarda, yılgınlığa karşı direnişin ve mücadelenin çağrısını yapacak. Onurlu bir barışın ancak kararlı bir devrimci mücadeleyle gerçekleşebileceği tekrardan ilan edilecek.
Bu çağrıya güç vermek, devrimci komünistlerin tarihsel görevlerindendir. Öyle ki, seçimlerden sonra yoğunlaşacak olan faşist taarruz ortamında, Kürt halkına karşı gelişecek her türlü saldırıyı, birleşik mücadele ruhuyla, omuz omuza göğüslemek zorundayız. Devrimci komünistler, Kürt halkının haklı mücadelesine, dün olduğu gibi bugün de tereddütsüz bir şekilde omuz vermelidir. Bunun en geçerli yolu: Kürt halkı özgür olmadan, Türkiyeli işçi, emekçi ve yoksulların özgür olamayacağının bilincinde olan devrimci komünistlerin, bu doğruyu, seçimlerden sonra gelişecek bu faşist taarruz ortamında, çok daha gür bir sesle haykırması ve Kürt halkının başlatacağı her direnişe fiilen dahil olmasıdır.
Bu Newroz, seçimlerden sonra gerçekleşecek olan faşist taarruza karşı, Kürt halkıyla birlikte vereceğimiz birleşik mücadelenin, başlangıç anıdır. Bu anı, bu bilinçle karşılamalı ve buradan aldığımız güçle faşist taarruza karşı tedarikimizi güçlendirmeliyiz.
Bizim için artık bir orta yol yok: Ya bu rezil yaşamı özgür kılacağız ya da hiç yaşanmamış sayacağız! Bu Newroz, yaşamı özgür kılma mücadelemizin yeni başlayacak bu dönemine güç versin.
Newroz pîroz be!
DKP/Birlik