Türkiye-Kuzey Kürdistan Proletaryası ve Emekçi Halklarına! Devrim İçin Savaş Çağrısıyla Bayraklaşan 17’leri Saygıyla Anıyor, Bağlılıkla Selamlıyoruz!

437

Dostlar, Yoldaşlar;
16 Haziran’da faşist kuşatma altında kalan talihsiz bir güne uyandı Munzur dağları! Hesapsız kavganın amansızlığında vuruşarak düşüyordu 17’ler! Parti önderliğimiz savaş siperlerinde irade direnişiyle yazıyordu stratejik yenilmezlik zaferini! Vahşi katliama karşı Kızıl Direniş ruhuyla yükselen tarihsel bir destan yazılıyordu; devrimci nesillere bırakılan mirasla!…

Destansı direnişleriyle devrimci tarihe altın harflerle yazılan 17’lerin ölümsüz anıları önünde saygıyla eğilirken, belleğimize kazınan barbar katliamın hesabını mutlaka ve mutlaka soracağımızı bir kez daha ilan ediyoruz!

Dostlar, Yoldaşlar;
Partimiz, silahlı mücadele ve onun özgün biçimi olan gerilla savaşıyla anlam yüklenen büyük bir mücadele tarihine sahiptir. İnişli-çıkışlı keskin süreçlere tanık olan mücadele tarihimiz, silahlı mücadele ve savaş siperlerinde ölümsüzleşen yoldaşlarımızın omuzlarında yükselip günümüze ulaşmıştır. 17’lerde temsil bulan Parti önderliğimiz bu tarihin önemli bir kilometre taşı, ilerletici dinamolarındandır. Mücadele tarihimizin kopmaz parçası, bilimsel doğrultuda açılan sorgulayıcı ve yenilikçi bir miladın adıdır Onlar!…

Partimizin devrimci savaşa dayalı uzun mücadele geçmişi, bağrında taşıdığı zengin mücadele tecrübeleriyle devrimci sınıf hareketine önemli kazanımlar sunan özelliğinin yanı sıra, büyük muharebelerde verilen ağır bedellerle yarattığı devrimci değer, gelenek ve ideolojik-siyasi mirasla spesifik bir tarihtir. Bu tarihin her bir kesitinde ölümsüzleşen yoldaşlarımızın canları pahasına yarattıkları devasa değer ve sundukları katkıların büyük rolü vardır…

Partimiz, kurucu önderi Kaypakkaya yoldaş başta olmak üzere, dört Parti Genel Sekreterini ve Sekreterya üyesini, yüzlerce kadro ve üyesini silahlı mücadele pratiğinde ölümsüzlüğe uğurladı. Bu, Partimizin devrimci kararlılık, sebat ve ısrarının kanıtı olmakla birlikte, devrim bilincine dayalı siyasi mücadele istikrarını kanıtlar… 17’ler bu bilinç, bu ısrar ve kararlılığın berrak temsilcisi olmakla birlikte, Partimizin katliamlara rağmen göğüslemekte tereddüt etmediği devrimci savaş tarihinin seçkin parçası durumundadırlar… Onlar Partimizin içinden geçtiği ağır süreci ters-yüz ederek 1. Kongresini gerçekleştirmedeki belirleyici önderlik rolüyle büyük bir atılım gerçekleştirirken, ölümsüzlükleriyle Partimizi güçlü kılan dinamik değer ve ana sütunlar olarak rol oynadılar…

17’ler şahsında devrimci savaşla billurlaşan dönemin Parti önderliği onlarca yıl sonra Parti Birinci Kongresini toparlayarak tarihi bir gelişmeye imza attı. Bilimsel eleştiri-özeleştiri yöntemiyle Partinin köklü hatalarına yönelerek ideolojik-teorik-örgütsel/askeri sorunlarını neşterleyip irdeleyen Tarihi Muhasebe, 1.Kongre önderliğimizin sağladığı büyük bir gelişmeydi. Partimizin çehresi bilimsel normlarla yapılandırılmış, ideolojik-teorik aşınmaları düzelten planlı gelişme ve yeniliklerle ilerleme yoluna girilmiş, devrimci savaş başta olmak üzere, örgütsel durumda büyük gelişme çizgisi egemen hale getirilmiştir. Yakalanan gelişme seviyesinin üst noktalara ulaştırılması ve devrimci savaşta atılımın gerçekleştirilmesi hedefiyle Parti 2. Kongresinin gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Düşman 16 -17 Haziran 2005’te hain bir saldırı operasyonuyla Parti önderliğimizi katletmiş, devrimci atılım sürecini baltalamıştır…

Parti 2. Kongresinin gerçekleştirilmesinin öngünlerinde yaşanan 17’ler katliamı, Parti önderliğimizin fiziken tasfiye edilmesi bakımından, Partimiz ve gelişmesi açısından büyük bir talihsizlik ve ağır bir darbeyi ifade ederek, mücadele tarihimizde özel bir anlam taşır. Partimiz ve mücadele tarihimiz bakımından taşıdığı büyük anlam kadar, Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi ve Uluslararası Komünist Hareket açısından da önemli bir kayıptı 17’ler katliamı. Ulusal ve uluslararası devrimci hareket saflarında yaşanan büyük dayanışma dalgası 17’ler katliamı ve katledilen önderliğimizin tesirini gösteren açık kanıttı…

Partimiz açısından devrimci atılım ve devrimci savaşın geliştirilmesi pratiğiyle anlam taşıyan 17’ler önderliği, düşman açısından ise büyük tehdit yaratan bir önderlik temsili ve pratiği olarak dikkat çekiyordu. Nitekim düşman bu tehdit karşısında stratejik imha saldırısını devreye sokarak, Partimizin hem sayısal ve hem de nitelik açısından aldığı en büyük darbeyi gerçekleştirdi… Partimizin atılım sağlayarak geliştirilmesi ve devrimin büyütülmesi için ciddi yaşamsal riskleri göze alan Parti önderliğimiz, düşmanın faşist saldırısı sonucu katledildi…

Kuşkusuz ki, 17’ler şahsında Parti önderliğimize dönük stratejik imha saldırısıyla gerçekleştirilen bu faşist katliam bir rastlantı değildi. Bilakis, Partimizin 17’ler önderliği süreciyle birlikte özellikle silahlı devrimci savaşta sağladığı gelişme ve bu gelişmenin diğer mücadele alanlarında gözle görülen yansımalarını gören düşman, son derece bilinçli bir tutum ve kesin imha hedefiyle faşist katliam saldırısını planlayarak büyük askeri güçlerle devreye soktu. Munzurlar‘ı askeri yığınakla kuşatma altına alan düşman, bu büyük saldırı operasyonunda Kobra ve Sikorsky savaş helikopterlerini en etkili biçimde kullanarak tam manada yeni bir savaş konsepti uyguladı… Parti önderliğimiz, düşman tarafından stratejik saldırı planıyla devreye sokulan kesin imha hedefli bu faşist saldırıda katledilerek fiziken tasfiye edildi. Kobra helikopterlerinin ağır silahlarla gerçekleştirdiği yoğun ateş saldırısına çelikten iradeleriyle karşı koyup tarihsel bir direniş sergilediler…

17’ler katliamıyla Parti 1. Kongre önderliğimizin fiziksel yitimi büyük bir örgütsel gücün yitirilmesinden daha çok, edinilmesi güç bir tecrübe kaybı ve özellikle de ideolojik-siyasi-örgütsel birikim ve niteliğin yitirilmesiyle büyük bir gerileme süreciyle anlam kazandı…

Lakin, Onların bıraktıkları kararlı mücadele geleneği kısa sürede Partimizi kuşatmış, her alanda yoldaşlar Parti etrafında birleşerek, Partinin toparlanması için harekete geçmişti. Türkiye-Kuzey Kürdistan ve Uluslararası dost devrimci-sosyalist hareketlerin başından itibaren sergilediği sahiplenici ve dayanışmacı desteğiyle de moral ve güç edinen Parti güçlerimiz kısa süreli olumsuz etkiyi ve geçici sarsıntıyı atlatarak, boşluk ve belirsizlik ruh halini yenip 17’lerden devraldıkları görevlere sarıldılar…

Önderliğimizin tasfiye edilmesinden sonra geriye kalan az sayıdaki kadro ve üye derhal harekete geçerek toparlanma sürecine girdiler. Parti militanları görev almaya hazır olarak toparlanmanın koşullarını kolaylaştırıyorlardı. Katliamdan sonra mevcut kadro-üye bileşeni kısa sürede KÖK oluşumuna giderek geçici önderliği oluşturdular. KÖK, önüne koyduğu görevler temelinde geri çekilme taktiğini uygulayarak, Partinin yeniden merkezi yapısına kavuşturulması için gerekli adımları attı. Nitekim kısa zamanda Parti iradesi toplanarak 2. Kongresini gerçekleştirdi…

17’lerden devralınan bayrağa sahip çıkan Parti iradesi gerçekleştirdiği Parti 2. kongresiyle düşmana gerekli yanıtı verdi. ‘‘Bitirdik‘‘ naraları atarak sevinen düşmanın hevesi, kısa zamanda başarıyla gerçekleştirilen 2. Kongre göreviyle kursağında bırakıldı…

Partimiz daha sonraki yıllarda gerçekleştirdiği Parti kongreleri başta olmak üzere, Partinin genel faaliyetleri ve devrimci mücadele pratiğinde yürüttüğü bir dizi başarılı çalışma temelinde ilerleme çizgisini sürdürüp gelişmeler sağlamaktadır.

Fakat tüm ilerleme ve gelişmelere karşın, 17’lerin boşluğunu tam olarak dolduramayan Partimiz, bu ağır sürecin büyük sancı ve etkilerini ideolojik-siyasi-örgütsel yetersizlikler zemininde belirgin biçimde yaşamaktadır. Buna karşın, Partimiz 17’lerden devraldığı bilimsel metot ve kararlı iradeyle önemli çalışmalar yürütüp mücadelenin geliştirilmesinde küçümsenemez bir yol almıştır. 17’lerin açtığı bilimsel yol Partimize ışık olmaya devam etmektedir.

Partimiz siyasi iktidar mücadelesini zafere taşıma kararlılığıyla Komünist yürüyüşünü sürdürmekte, sınıf mücadelesinin görevlerini tereddütsüzce omuzlamaktadır. Partimiz, 17’leri anmanın devrimci görev ve sorumluluklarımıza sahip çıkmaktan, son tahlilde devrimi gerçekleştirmekten geçtiği bilincindedir…

Bu vesileyle, bir kez daha 17’lerin ölümsüz anıları önünde saygıyla eğiliyor, devrimci ideallerini gerçekleştirmek için devrime bağlılığımızı yineliyoruz!….

* Vartinik’ten Mercan’a, İbrahim’den Yılmaz’a, TKP(ML)’den MKP’ye Bu Tarih Bizim, Şan Olsun Parti Tarihimize !

* 17’ler Komünizme Kilitlenmiş Devrim Çağrısıdır !

* Yaşasın Sosyalist Halk Savaşı !

Maoist Komünist Parti
Merkez Komite/Siyasi Büro

Haziran 2024




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir