KBDH Sözcüsü Hêvî Sarya “8 Mart 2024. Tarihin tam da böyle bir zamanında Kadınların Birleşik Devrim Hareketi olarak 6 yılı geride bırakmış bulunmaktayız. 7. kuruluş yıl dönümümüzü kutluyoruz”

97

8 Mart 2024. Tarihin tam da böyle bir zamanında Kadınların Birleşik Devrim Hareketi olarak 6 yılı geride bırakmış bulunmaktayız. 7. kuruluş yıl dönümümüzü kutluyoruz. Kadın Özgürlük Mücadelemizin, kadın devrimimizin coşkuyla yürüyüşünü sürdürdüğü bu tarihsel momentte KBDH’ı aslında mücadelenin önemli bir mevzisi olarak, kadınların politik askeri bir örgütü olarak bu bayrağı dalgalandırmanın kıvancı içerisindeyiz. 8 Mart tarihi aynı zamanda KBDH’ımızın bileşen örgütü olan MLKP/Komünist Kadın Örgütü’nün de yıl dönümü. 9 yılını geride bırakan Komünist Kadın Örgütü’nü de burada sevgiyle, saygıyla kutlamak istiyoruz. Birleşik kadın mücadelemize büyük katkılar sunan KKÖ’nün kuruluş yıl dönümüne selam olsun. Türkiye ve Kürdistan coğrafyamız açısından önemli bir süreç yaşamaktayız. Aslında dünya genelinde 3. dünya savaşının alametlerinin seslerinin duyulmaya başladığı bir aşamada bizde KBDH olarak önemli bir rol üstlenmiş bulunmaktayız. Filistin de 30 bini aşkın insanımızın can verdiği, yüzbinlerce insanımızın yaralandığı, milyonu aşkın insanımızın göç ettiği bir politik konjonktürdeyiz. Yine Ukrayna savaşının ikinci yılını doldurduğu bir politik konjonktürdeyiz. Tabii Türkiye ve Kürdistan coğrafyası ise hem Ortadoğu’daki hem de Avrupa’daki stratejik konumu itibariyle de bu 3. dünya savaşı alametlerinin de farklı bir cepheden sesi olmaya adaydır. Dolayısıyla da 2024 yılı ve ileri ki yıllar bakımından Türkiye ve Kürdistan’da ezilen halklarımızın, ezilen kadınların ve cinsel kimliklerin sınıf ve cins mücadelesini, ulus mücadelesini ileriye doğru taşımak. Aslında emperyalist kapitalist sistemin içinde bulunduğu yapısal krizi kadın devrimi lehine çevirmek. Halklarımızın ve ezilen cinslerin lehine çevirmek gibi bir sorumluluk taşımış bulunmaktayız. Bunun bilinci ve sorumluluğuyla bugün KBDH olarak kuruluş yıl dönümüzü kutlamaktayız. Kadınların Birleşik Devrim Hareketinin aynı zamanda akıntıya karşı kürek çektiğinin de farkındayız. Devrimin nesnel ve öznel koşullarının geliştiği, çelişkilerin katlanarak ilerlediği bir aşamada, kadın devrimciler olarak, ezilen cinsel kimliklerden devrimciler olarak da çok önemli bir direniş mevzisini tutuyoruz. Ve bunun bedellerini ödeye ödeye ve tam da bu uğurda nice öncü kadın savaşçımızı, öncü kadın örgütlü devrimci kadın arkadaşımızı da şehit vererek ilerlemekteyiz. Yaralılar vererek ilerlemekteyiz. Yüksek bir politik mücadelenin bedeller gerektirdiğinin farkındayız. Dolayısıyla da KBDH gerillaları, KBDH’lı, örgütlü devrimci kadınlar bu bedelleri göğüsleyerek bugün siyasal mücadeleyi yükseltmektedir. Kadınlar olarak aynı zamanda birleşik mücadelenin de mayası olduğumuzun farkındayız. Çünkü bugün gerek kapitalizm, gerek erkek egemenliği tam da pozisyonu itibariyle grupçuluğun, iktidarcılığın, mülkiyetçiliğin temsiliyetini taşımaktadır. Ezilen cins ise tam da bunun karşısında duran yani komünalizmi, yoldaşlığı, dayanışmayı, paylaşmayı ve aynı zamanda birlikte bedel ödemeyi, birlikte üretmeyi, birlikte inşa etmeyi temsil ediyor. Dolayısıyla da KBDH olarak biz aynı zamanda grupçuluğa, mülkiyetçiliğe, iktidarcılığa karşı da bir savaşım vermek gerektiği bilincindeyiz. Dolayısıyla da birleşik mücadelenin mayası olarak KBDH var oldukça bu mücadeleyi yükseltebilir. Dolayısıyla da kadınların birleşik mücadelesini geliştirmek, kapitalizm ve erkek egemenliğinin tüm bölücü, hegemonyacı kuşatmasına karşı direnişi geliştirmek de bizim sorumluluğumuzdur. Dolayısıyla da gerek erkek egemenliğine karşı mücadele bakımından, gerek kapitalizme, sermayenin egemenliğine karşı mücadele bakımından, gerek faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadele bakımından KBDH önemli bir yer tutuyor. KBDH bugün Türkiye ve Kürdistan coğrafyası açısından cins mücadelesinde, faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadelede ayırt edici bir yerde durmaktadır. Kadınların tam da bu temel de aynı zamanda yeni bir düzlemde birleşmesi anlamına da gelmiştir. KBDH dünyada birden çok bu kadar farklı programatik görüşe, stratejiye sahip olan kadın örgütlerinin birleşmesi bakımından da ilkleri temsil ediyor. Dolayısıyla da sadece Türkiye ve Kürdistan’daki rolü itibariyle değil Ortadoğu’daki ve dünyadaki rolü itibariyle de mütevazi bir adım olarak nitelendirmiştik dün ve bugün de bu mütevazi adımı ilerletmeye devam ediyoruz. Kadınların Birleşik Devrim Hareketi olarak, kuruluş evrelerinde emeğiyle, yüreğiyle, aklıyla dün yanımızda olan ama bugün ölümsüzler kervanına katılan sevgili Delal Amed’i, sevgili Nudem arkadaşımızı, sevgili Aynur Ada’yı, sevgili Ceren Güneş’i de buradan özel olarak anmak istiyoruz. Ve yine burada adını sayamadığımız devrimci, sosyalist, komünist, yurtsever sevgili kadın yoldaşlarımızı, yıldızlaşarak ve bizim kutup yıldızımız rolünü üstlenen ölümsüz kadın yol arkadaşlarımızı buradan sevgi, saygı ve yüksek bağlılıkla anmak isteriz. Tam da bu aşamada son olarak şunu ifade ediyoruz; Türkiye ve Kürdistan topraklarında erkek egemenliğine, sermayenin egemenliğine, faşizme karşı mücadelemiz mutlaka zafer kazanacaktır. Faşizme ve erkek egemenliğine karşı tüm kadınları isyanı büyütmeye ve kadın devrimine yürümeye çağırıyoruz. Mutlaka kazanacağız. Kadın devrimimiz ve sosyalizm mücadelemiz mutlaka zaferle taçlanacaktır. Ya zafer, ya zafer!




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir